GÜLERYÜZFM FORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

GÜLERYÜZFM FORUM

GURBETTEN SILAYA SILADAN GURBETE SIZIN SESINIZ
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Rabia Köle Olamaz...

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
DJ_DiL@N.
Admin*
Admin*
DJ_DiL@N.


Kadın
Mesaj Sayısı : 1250
Kayıt tarihi : 17/08/08

Rabia Köle Olamaz... Empty
MesajKonu: Rabia Köle Olamaz...   Rabia Köle Olamaz... I_icon_minitimeSalı Şub. 03, 2009 4:50 pm

Râbia-tül Adeviyye biraz büyümüştü. Annesi ve babası vefât etti. Üstelik, Basra'da kıtlık ve fevkalâde pahalılık vardı. Bu hengâmede Râbia'nın ablaları dağıldılar. Kimsesiz kalan Râbia'yı zâlim bir kimse yakaladı ve hizmetçi olarak iş gördürdü. Sonra da köle olarak altı gümüş karşılığı bir ihtiyara sattı. O ihtiyarın hizmetçisi olarak, gösterilen zor işleri sabırla yapmaya çalışıyordu. Çok sıkıntılı günler geçirdi. Çok zahmetler çekti, fakat isyân etmedi. Allahü teâlânın takdirine râzı oldu. Edebi fevkalâde idi.



Bir gün karşısına bir nâmahrem, yabancı çıktı. Ondan sakınayım diye hızla giderken düşüp kolu kırıldı. Acz ve kırıklık içinde, mahzûn olmuş bir kalb ile Allahü teâlâya yalvardı.


"Yâ Rabbî! Garib ve kimsesizim. Yetim ve öksüzüm. Köle edildim. Bir de kolum kırıldı. Lâkin ben bunların hiç birine üzülmüyor, yalnız senin rızânı istiyorum. Benden râzı olup olmadığını da bilmiyorum" dedi.



Bu sırada bir ses duydu.

"Üzülme, sen âhirette meleklerin bile imreneceği bir makamda bulunacaksın." diyordu.



Râbia tekrar efendisinin evine döndü. Günlük hizmetleri yerine getirir, akşama kadar ayakta dururdu. Bununla beraber her gün oruçlu olur, geceleri de Allahü teâlâya ibâdet ve tâatle geçirirdi. Bir gece efendisi uyandığında Râbia'nın odasından sesler geldiğini işitti. Pencereden bakınca, Râbia'nın, secde ettiğini, Allahü teâlâya şöyle yalvardığını duydu. Diyordu ki:



"Ey Rabbim! Benim arzumun senin emrine uymak olduğunu biliyorsun. Benim saâdetim senin huzûrunda bulunmaktır. Eğer elimden gelse, sana ibâdetten, bir ân geri kalmam. Fakat ev sâhibimin hizmetinde bulunduğum için ona hizmet ediyorum ve sana gereği gibi ibâdet edemiyorum..."



Ev sâhibi, bunları duydu. Ayrıca, Râbia'nın başı üstünde bir kandil bulunduğunu, kandilin bir yere asılı olmadan havada durduğunu, odanın o kandilin nûru ile aydınlandığını gördü ve hayretten dona kaldı.

"Artık Râbia köle olamaz!" diyordu.



Sabaha kadar uyuyamadı. Sabah olunca hemen Râbia'yı çağırdı ve dedi ki:


"Artık serbestsin. Dilediğini yap. Ama burada kalırsan ben sana hizmet ederim."


Râbia;


"Gideyim." dedi.


Oradan ayrılıp küçük bir eve yerleşti. Bütün vakitlerini ibâdetle geçirir, bir gün ve gecesinde bin rekat namaz kılardı. Kefenini dâimâ yanında taşır, namaz kılacağı zaman onu serer, üzerine secde ederdi. Kefeni yanında olmadan gezdiğini, kefenini beraberine almadan konuştuğunu kimse görmedi. Süfyân-ı Sevrî ve Hasan-ı Basrî, ondan feyz alırlardı.

__________________
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.guleryuzfm.de/radio.htm
 
Rabia Köle Olamaz...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
GÜLERYÜZFM FORUM :: GülerYüzFM Dini Özel :: Dini Ve Ibretlik Hikayeler-
Buraya geçin: